Depresyon çok uzun zamanlardan beri olan bir ruhsal rahatsızlık durumudur. Eski zamanlarda depresyona girmiş kişilere hayatını kaybetmiş gözüyle bakılırdı. Bunun nedeni ise o zamanlarda tedavisi olmayan bir hastalık türü olmasıydı. Ayrıca depresyona giren bir kişi hayat enerjisinin tümünü kaybettiği için çaresiz bir hastalık olarak görülürdü.
20. Yüzyıldan sonra yapılan araştırmalar ve bulunan ilaçlar sonucunda depresyon hastalarına uygun tedavi yöntemleri bulundu ve bu da hastalara bir umut ışığı oldu.
Fakat yapılan bunca başarıya rağmen günümüzde antidepresan ilaçlarına hala korkuyla bakılmaktadır. Örneğin çoğu insan; bu ilaçların kendisini uyuşturduğunu, tepkisizleştirdiğini söylerken; ayrıca karaciğer ve böbreğe zararlı olduğunu da ifade etmektedir. Bu yaklaşımın sebebi ise geçmişte kullanılmış olan ve ciddi anlamda uyuşturan ilaç tedavilerinin olması ve yeni ilaçlar hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaktan kaynaklanmaktadır.
Bugün birçok insan bu tedaviler sayesinde yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmekte, okuluna ve işine gidebilmektedirler.
İlaçların yanısıra ilgili hekimin takip tarzı, hastanın yakınlarının tutumu ve hastanın genetik durumuna göre sorunlar azalmaktadır. İlaçlar ise bu yolda yardımcılardır. Doğru kullanıldığı zaman sağlık, yanlış kullanıldığı zaman ise zarar getirirler.
Hekimler tedavi şeklini hastanın en az hasarla atlatması için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bu durumda en iyi ilaç yan etkisi en az olan ilaçtır. Son dönemde de bu düşüncenin gelişmesiyle ilaçlarda da gelişim gözlenmiş, kişiye en uygun ve güvenli ilaçlar hazırlanmıştır.
İlaçlar Hakkında Çıkan Söylentilere Cevaplar:
• Bağımlılık yapmazlar.
• Beyne zarar vermezler.
• Kalıcı düzeyde yan etkileri yoktur.
• Kişiliği değiştirmezler.
• Bunama yapmazlar.
• Yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları gibi stres sebepli hastalıkları önlerler.
• Bedensel sağlığı bozmazlar.
Yorum Gönder