Şiddetli ağrı sebeplerinden biri olan anal fissür makat etrafındaki ince derinin zorlamaya ve katı dışkıya bağlı olarak yırtılmasıdır. Bayanlarda hamilelik sırasında da oluşabilir. Erkek veya kadınlar arasında görülme olasılığı neredeyse eşittir. Makatta oluşan bu yırtığın boyutu oldukça küçüktür. Ancak oluşan bölgenin oldukça hassas ve acıya çok duyarlı olması nedeni ile ağrı fazladır.
Anal fissürü sebepleri incelendiğinde kabızlık, isal, kronik kabızlık, sert dışkılama ile zorlama, barsak enfeksiyonları veya bazı barsak hastalıkları, lösemi, AIDS, bazı kanser türleri, tüberküloz, sifilis, cinsel yolla bulaşan hastalıklar olabilir. Ancak en büyük etmen kabızlık olarak dikkat çekmektedir. Hastalar genellikle kaşıntı, dışkıda kan görme, makatta ağrı hissi duyma, sanki küçük cam parçaları çıkarıyormuş gibi hissetme şeklinde şikâyetlerle doktora başvurmaktadır.
Genel cerrahi polikliniklerinde yapılacak tanı koyma işlemi ile tedaviye zaman geçmeden başlanması gerekmektedir. Hastalığın kronikleşmesi kolay tedavi olma şansını azaltmaktadır.
Yanlış beslenme, lifsiz gıda tüketimi, az sıvı tüketimi, hareketsiz yaşam tarzı gibi sebepler nedeni ile kabızlık problemi ortaya çıkmaktadır. Kabızlık anal fisürün en büyük sebebidir. Bu nedenle kabız olmaktan korunma ile hastalığın büyük oranda tedavisi gerçekleşmiş olmaktadır. Kabızlıktan korunma ise bol lifli gıdalar, sebze, meyve, kuru kayısı, kuru incir, yoğurt, kefir gibi yiyecekleri tüketmek, gün içinde bol sıvı tüketmek, daha hareketli ve aktif olarak yaşayarak gündelik hayatta spora da yer vermek ile olur. Kronik kabızlık varsa yiyeceklerde kepek kullanmak ayrıca tavsiye edilmektedir. Eğer bunlara rağmen rahatlama sağlanamıyorsa doktor tavsiyesi ile laksatif ilaçlar da kullanılabilir. Bu önlemler alındıktan sonra rahatsızlık eğer başlangıç aşamasında ise iyileşme görülür. Kabızlık devam etmesi durumunda ise yara iyileşme şansı bulamaz ve tedavi güçleşir. Bölge gittikçe daha kronik bir hal alır. Daha ilerleyen durumlarda ise bölge enfeksiyon kaparak fistül oluşumu gözlemlenebilir.
Anal fissür ortaya çıktığı an hayata bir çeki düzen verilerek bu durumun kolaylıkla ortadan kalkması için hekime gidilmelidir. Hekim kontrolünde bir takım rahatlatıcı ilaç tedavisi ile fissürlerin çoğu kendiliğinden iyileşme gösterir. Bir takım sebeplerden ötürü doktor muayenesini erteleme ise hastalığın kalıcı (kronik) ve ızdıraplı bir hal almasına sebebiyet verir. Anal fissürde yakınma dışkılama sırasında başlar ve asıl acı sonrasında devam eder. Bazı durumlarda gün boyu sürerek hayat kalitesinde önemli derecede düşüşlere sebebiyet verir.
Hastalık durumu 8 ile 12 haftayı geçtiğinde ise kronikleşen fissür söz konusu olur. Doktora başvururken hastalar öncelikle durumun hemoroid olduğunu düşünebilirler. Hekim muayenesi ile tanı konulur ve tedaviye başlanır. Tedavi kas spazmını azaltarak zamanla ortadan kaldırmaya yöneliktir. 4 ile 6 hafta arasında iyileşme süreci vardır. Çoğu hastada ise dışkının yumuşatılması ile yakınmalar son bularak yara kendiliğinden iyileşir. Hastalara diyet önerilir. Lokal ve ilaç uygulamaları ile tedavi desteklenir. Bol su içmesi önerilir. Gerekli durumlarda laksatif ilaç kullanımı gerekebilir. Tüm müdahalelere rağmen 1-2 ay içerisinde iyileşme göstermeyen durumlarda ise cerrahi müdahale gerekebilir. Bu kısa adı LIS olan Lateral Internal Sfikterotomi yöntemidir. Bu ameliyat tekniği uzman bir hekim tarafından uygulandığında kişilerde tuvaletini tutamamaya neden olmaz. Hasta anında rahatladığını hisseder. Kişi birkaç gün içinde normal hayatına dönebilir. Bu yöntemin başarı oranı ise %95’lere varmaktadır.
Son zamanlarda ortaya çıkan ameliyatsız yöntemlerdeki başarı, klasik yöntem olan cerrahi müdahale kadar etkili olmasa da tercih edilebilmektedir. Botoxla kimyasal sfinkterotomi buna örnek olarak verilebilir. Ancak içeriğinde kullanılan ilacın pahalı ve çok çabuk bozulabilir olması nedeni ile Türkiye’de kullanım alanı yaygınlaşmamıştır.
Herkese sağlıklı günler dileriz
Anal fissürü sebepleri incelendiğinde kabızlık, isal, kronik kabızlık, sert dışkılama ile zorlama, barsak enfeksiyonları veya bazı barsak hastalıkları, lösemi, AIDS, bazı kanser türleri, tüberküloz, sifilis, cinsel yolla bulaşan hastalıklar olabilir. Ancak en büyük etmen kabızlık olarak dikkat çekmektedir. Hastalar genellikle kaşıntı, dışkıda kan görme, makatta ağrı hissi duyma, sanki küçük cam parçaları çıkarıyormuş gibi hissetme şeklinde şikâyetlerle doktora başvurmaktadır.
Genel cerrahi polikliniklerinde yapılacak tanı koyma işlemi ile tedaviye zaman geçmeden başlanması gerekmektedir. Hastalığın kronikleşmesi kolay tedavi olma şansını azaltmaktadır.
Yanlış beslenme, lifsiz gıda tüketimi, az sıvı tüketimi, hareketsiz yaşam tarzı gibi sebepler nedeni ile kabızlık problemi ortaya çıkmaktadır. Kabızlık anal fisürün en büyük sebebidir. Bu nedenle kabız olmaktan korunma ile hastalığın büyük oranda tedavisi gerçekleşmiş olmaktadır. Kabızlıktan korunma ise bol lifli gıdalar, sebze, meyve, kuru kayısı, kuru incir, yoğurt, kefir gibi yiyecekleri tüketmek, gün içinde bol sıvı tüketmek, daha hareketli ve aktif olarak yaşayarak gündelik hayatta spora da yer vermek ile olur. Kronik kabızlık varsa yiyeceklerde kepek kullanmak ayrıca tavsiye edilmektedir. Eğer bunlara rağmen rahatlama sağlanamıyorsa doktor tavsiyesi ile laksatif ilaçlar da kullanılabilir. Bu önlemler alındıktan sonra rahatsızlık eğer başlangıç aşamasında ise iyileşme görülür. Kabızlık devam etmesi durumunda ise yara iyileşme şansı bulamaz ve tedavi güçleşir. Bölge gittikçe daha kronik bir hal alır. Daha ilerleyen durumlarda ise bölge enfeksiyon kaparak fistül oluşumu gözlemlenebilir.
Anal fissür ortaya çıktığı an hayata bir çeki düzen verilerek bu durumun kolaylıkla ortadan kalkması için hekime gidilmelidir. Hekim kontrolünde bir takım rahatlatıcı ilaç tedavisi ile fissürlerin çoğu kendiliğinden iyileşme gösterir. Bir takım sebeplerden ötürü doktor muayenesini erteleme ise hastalığın kalıcı (kronik) ve ızdıraplı bir hal almasına sebebiyet verir. Anal fissürde yakınma dışkılama sırasında başlar ve asıl acı sonrasında devam eder. Bazı durumlarda gün boyu sürerek hayat kalitesinde önemli derecede düşüşlere sebebiyet verir.
Hastalık durumu 8 ile 12 haftayı geçtiğinde ise kronikleşen fissür söz konusu olur. Doktora başvururken hastalar öncelikle durumun hemoroid olduğunu düşünebilirler. Hekim muayenesi ile tanı konulur ve tedaviye başlanır. Tedavi kas spazmını azaltarak zamanla ortadan kaldırmaya yöneliktir. 4 ile 6 hafta arasında iyileşme süreci vardır. Çoğu hastada ise dışkının yumuşatılması ile yakınmalar son bularak yara kendiliğinden iyileşir. Hastalara diyet önerilir. Lokal ve ilaç uygulamaları ile tedavi desteklenir. Bol su içmesi önerilir. Gerekli durumlarda laksatif ilaç kullanımı gerekebilir. Tüm müdahalelere rağmen 1-2 ay içerisinde iyileşme göstermeyen durumlarda ise cerrahi müdahale gerekebilir. Bu kısa adı LIS olan Lateral Internal Sfikterotomi yöntemidir. Bu ameliyat tekniği uzman bir hekim tarafından uygulandığında kişilerde tuvaletini tutamamaya neden olmaz. Hasta anında rahatladığını hisseder. Kişi birkaç gün içinde normal hayatına dönebilir. Bu yöntemin başarı oranı ise %95’lere varmaktadır.
Son zamanlarda ortaya çıkan ameliyatsız yöntemlerdeki başarı, klasik yöntem olan cerrahi müdahale kadar etkili olmasa da tercih edilebilmektedir. Botoxla kimyasal sfinkterotomi buna örnek olarak verilebilir. Ancak içeriğinde kullanılan ilacın pahalı ve çok çabuk bozulabilir olması nedeni ile Türkiye’de kullanım alanı yaygınlaşmamıştır.
Herkese sağlıklı günler dileriz
Yorum Gönder