Yüksek Topukta Abartmak !

Topukluda abartmak dediysem, öyle 8-10 cm yükseklikte, fuşya rengi bir rugandan veya sawarovski taşlarla-pullarla süslenmiş altın sarısı bir pabuçtan falan söz etmiyor. Onların başımızın üstünde yeri var.

Anladınız değil mi ?

Moda dünyası, bazen bazı şeylerin giyilmemek için tasarlandığı bir yer halini alıyor.

Ayağına böyle bir takunya geçirip markete gidebileceğini düşünüyor, üstelik o marketten elinde poşetlerle çıkıp eve kadar yürüyebileceğine kanaat getiriyorsan,

Şu ayakkabılarla (bankacı da olsan) işe gidip 8 saat çalıştığını düşündüğün an ayaklarına inceden inceye bir sancı vurmuyorsa,

Bu yokluğuyla varlığı belirsiz, nerede giyileceğini söylemek bile gereksiz olan ayakkabı ,içinde kımıl kımıl bir his uyandırıyorsa

sen normal bir hatun değilsin, haberin ola ! Sen cesaretin, özgüvenin, kararlılığın, marjinalliğin dibine vurmuşsun demektir. Hayranınım, saygılar…

Tabii benim de hücrelerimdeki heyecana tavan yaptıran topuklular yok değil. ‘Al beni, giy beni’ hatta ‘pamuklara sar, sakla beni’ dedirten cinsten ayakkabıları gece koynuma alır, sabaha dek mışıl mışıl uyurum.

Siz de mi ? Ha şimdi biz normal mi olduk yani ? !!!

Yüksek topuklu ayakkabıların sağlığımıza verdiği inkar edilemez zararı dile getirmek niyetinde değilim. Bir gece daveti olur, akşam eğlencesi olur, düğün-nişan olur, hatta ilk buluşma da olur hepsine amenna. Ama parka giderken, kız arkadaşlara dedikoduya giderken, sevgiliyle sinemaya giderken, hele hele evcil hayvanı gezdirmeye giderken giyilen , elimdeki duble kupanın yerden yüksekliği kadar yüksek topuklu ayakkabıların mantığını anlamıyorum ! Anlayanlar anlamayanlara anlatsın bir zahmet. Şimdi gidip gönül rahatlığıyla kendime dolgu topuk yazlık bir ayakkabı seçebilirim. Buna ne dersiniz ? Söz veriyorum bakkala giderken giymiycem !