Als Hastalığı Nedir

ALS hastalığı tıp literatüründe “Amyotrofik Lateral Skleroz” olarak tanımlanmaktadır. Motor nöronların fonksiyonlarını artan oranlarda kaybetmesi sonucunda oluşan hastalığa verilen addır. ALS hastalığının keşfi 1869 yılına dayanmaktadır. Fransız bir nörolog olan “Jean-Martin Charcot” hastalığın bilinmesine katkı sağlamıştır.

als hastalığı belirtileri
 Hastalık ilk olarak kaşifinin soyadı olan Charcot hastalığı olarak anılmıştır. Hastalığa yakalanan ünlü isimler arasında fizikçi Stephen Hawking, Çinli lider Mao Zedong en bilinenleri olarak yer almaktadır. Ülkemizde ise Türk futbolculardan Sedat Balkanlı ve İsmail Gökçek hastalığa yakalanan ünlüler olarak bilinmektedir. ALS hastalığının sebepleri yedi grupta incelenmektedir. Bunlar, hücreden hücreye sinir iletimini sağlayan kimyasallardan olan “Glumat” fazlalığı, hücre metabolizması, motor nöronlarda protein kümelenmeleri, antioksidan üretiminde yetersizlik, motor nöronlarda anormal mitokondri yapısı, nörotrofik etkiler, nöronlara destek veren “Glia” hücrelerindeki bozulmalar olarak belirtilmektedir.

 ALS Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

  Nöronlar sinirsel iletim ile kas hareketlerini sağlamaktadırlar.  İnsan vücudunda “birinci nöron” ve “ikinci nöron” olmak üzere iki tip nöron yapısı bulunmaktadır. Birinci nöron beyin ile omurilik arasındaki iletimi sağlarken ikinci nöron omurilik ile vücudun diğer noktalarına iletimi sağlamaktadır. ALS hastalığı başlangıç evresinde ikinci nöronlarda oluşan tahribatla ortaya çıkar. Başlangıç evresinin tespiti oldukça zordur. Hastalık günlük hayatta en çok kullandığımız uzuvlardan olan kol ve bacaktaki güçsüzlük ile kendini gösterir. Ağırlık kaldırmak, kalem tutmak gibi günlük faaliyetlerde zorluklar ortaya çıkar. İlerleyen safhalarda ise tüm kaslarda ağrılar ve seğirmeler oluşabilir.  Geç safhalara gelindiğinde solunum fonksiyonunda yetersizlik meydana gelir. Solunum kontrol edilemez hale gelir.

 ALS Hastalığı Kimlerde Görülür?

  Dünya ortalaması ele alındığında hastalığın görülme oranı yüz binde 2 ila 6 aralığında verilmektedir.  Hastalığın başlangıç yaşı ortalama 55 olarak belirlenmiştir. Hastalığın görülme sıklığı çevresel faktörlere göre de değişebilmektedir. Henüz kanıtlanmamış olsa da yoğun stres altında olan kişilerde hastalığın görülme oranının arttığı söylenmektedir. Örnek olarak ise Amerikan ordusunda yapılan bir araştırma gösterilmiştir. Bu araştırmada ordu mensuplarında hastalığın görülme oranının kabul edilebilir sınırların üstünde olduğu belirtilmiştir. Bazı coğrafya veya bölgelerde hastalığın görülme oranı yüz binde 150 rakamına kadar çıkabilmektedir. ALS hastalığının oranında kalıtsal olarak ortaya çıktığı belirtilmektedir. Geriye kalan %90’lık kısım için ise diğer faktörler gösterilmektedir.

 ALS Hastalığının Tedavisi Nasıl Olur?

 ALS hastalığı vücutta tüm kasları etkilememektedir. Hastalığa yakalanan bir kişi hastalığı ne kadar ileri seviyede olursa olsun idrar, kalp ve cinsel fonksiyonlarında herhangi bir bozulma görülmez. Göz kaslarının ise etkilenme oranı oldukça düşüktür. ALS hastalığına dair kanıtlanmış bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. ALS hastaları için “Riluzol” adında bir ilaç kullanılmaktadır. Bu ilaç hastalığa yakalanan bireylerin ömrünü uzattığı veya hastalığın yayılmasının azaltıldığı yönünde kanıtlanmış etkileri bulunsa da tedavi için yetersizdir.

Hastalara yaşamlarını rahat, stressiz bir ortamda geçirmeleri önerilmektedir. Hastaların psikolojik olarak iyi durumda olması hastalığın seyrini olumlu etkileyebilmektedir. ALS hastaları hastalığa yakalandıktan sonra genellikle 3 ila 5 yıl içinde vefat etmektedirler. Günümüzde hastalığa yakalanıp iyileşen insanlar da bulunmaktadır. Bunun yanında hastalık ile en uzun süre mücadele veren isim olarak Stephen Hawking bilinmektedir. Hawking, yaklaşık 50 yıldır hastalık ile mücadele etmektedir. Hastalık ile ilgili Türkiye’de Kas Hastalıkları Derneği ve ALS/MNH Derneği ALS hastaları için destek sağlamaktadır.

Yorum Gönder

Post a Comment (0)

Daha yeni Daha eski